Subscribe Us

header ads

EDİRNE’NİN SÖNMEYEN KANDİLLERİ-3 Bir Edirne Sevdalısı: Osman Nuri Peremeci - Rıdvan Canım

Prof.Dr.Rıdvan Canım paylaşımıdır. EDİRNE’NİN SÖNMEYEN KANDİLLERİ-3 Bir Edirne Sevdalısı: Osman Nuri Peremeci Osman Nuri Peremeci, hicrî l290/m.l874 yılında Bulgaristan'ın Şumnu şehrinde, Çarşı Camii yakınlarında bir evde dünyaya gelir. Babası Hacı İsmail Efendi, annesi Emine Hanım'dır. Varna yakınlarında Beylili köyünde bulunan çiftlikleri dolayısıyla "Beylililer" diye anılan ailenin en büyük çocuğu olan Osman Nuri, ilkokuldan sonra orta öğrenimini Şumnu Rüşdiyesi'nde yapar.. Dedesi Şumnu müftüsü Mustafa Raşid Efendi de kendisinin yetişmesinde önemli rol oynamıştır. Peremeci, dedesinden çok iyi derecede Arapça, Farsça ile tâlik, ayân, kûfî, sülüs gibi yazı çeşitlerini öğrenmiş, daha küçük yaşlarda, tarih sevgisi ve şuuru ile tarih öğretmeni olmağa çoktan karar vermiştir .. Peremeci, henüz l7 yaşında iken öğretmen olur. Bundan sonra İstanbul'a gelen Osman Nuri, Maarif Nezareti'nde "Meclis-i Kebîr-i Maârif" önünde sınava girerek tarih öğretmeni olur ve Varna Rüşdiyesi Tarih öğretmenliğine tayin edilir.. l890 yılında Varna'da başladığı görevine Osmanpazarı, Eskicuma, Pravadı, Niğbolu, Rusçuk ve Tırnova'da öğretmen olarak devam eder. İşgal altında bulunan Balkanlardaki Türk kentlerinde Bulgarların her fırsatta ezmek, hatta yok etmek istediği Türklerin millî şuurunu yeniden ve cesaretle canlandırmağa çalışır. l900 yılından itibaren Bosna'da yayınlanan Vatan, Kırım'da yayınlanan Tercüman, Paris'te yayınlanan Meşveret, Kahire'de yayınlanan Mizan gazetelerine sürekli yazılar yazarak Balkanlarda yaşayan soydaşlarımızın sesini buralarda duyurmaya çalışmış, ilkönce Balkan Türklerinin örgütlenmesi fikrini ortaya atarak l906 yılında Bulgaristan Türk Muallimler Birliği gibi son derece önemli bir teşkilatın kurulmasını sağlamıştır. Peremeci, bir taraftan da başında sarığı, sırtında cübbesi ile bütün Bulgaristan'ı köy köy, kasaba kasaba dolaşarak Türk öğretmenlerini, din alimlerini ve müslüman halkı teşkilatlandırıyor, kısa bir süre içinde de Bulgaristan Türklerinin millî liderlerinden biri haline geliyordu. Bu büyük mücadele adamı, Anadolu'da yeni bir Türk cumhuriyetinin kuruluşundan sonra da Bulgaristan'daki bu çalışmalarına l927 yılına kadar devam eder. Fakat Bulgarlar daha fazla dayanamazlar ve sözkonusu tarihte Peremeci’nin elinden öğretmenlik hakkı alınır.. Hoca’nın Bulgaristan içindeki gezileri de yasaklanır. l927 yılı Eylül ayı içerisinde bir akşam üstü Şumnu'daki evine gelen ve sonradan ajan olduğu anlaşılan emekli Bulgar öğretmen Nedef, "Hoca, seni tevkif edecekler, başının çaresine bak!" haberini getirir. Bunun üzerine ailesine ve çocuklarına doğru dürüst "Allahaısmarladık" bile diyemeden bir gecede sınırı geçerek Edirne'ye gelir. Mücadele Gazetesi, Peremeci'nin bu ayrılış haberini "Kaybettik... kaybettik...kaybettik" manşetiyle verir. Peremeci, Türkiye'ye gelince Edirne'ye yerleşmiş, kendi ifadesiyle "Doğup büyüdüğü, ömrünün en güzel günlerini geçirdiği" Rumeli topraklarından ayrılamamıştır. Edirne'deki ilk görev yeri Subaşı Köyü öğretmenliğidir. Bir yıl sonra Edirne merkezine alınan Peremeci, burada Bulgar Okulu'nda Türkçe dersleri ile ortaokul ve lisede tarih dersleri vermeye başlar. Edirne Halkevi'nde, Edirne ve Yöresi Eski Eserleri Araştırma Kurumu'nda yaptığı tarih çalışmalarının yanısıra Edirne Müzesi'nin kurulmasında da görev alır.. Büyük Osmanlı devletine yaklaşık bir asır başkentlik eden bu serhad şehrinin meselelerini İstanbul'da yayınlanan Tasvîr-i Efkâr Gazetesi'ne yazdığı yazılarla haykıran Peremeci, ayrıca Resimli Şark, Köy Postası, Damla, Altı Ok, Resimli Ay, Millî Gazete gibi birçok dergide de tarih sohbetleri ve araştırmalarından oluşan yazılarını neşreder.. "Peremeci" soyadını alan Osman Nuri, soranlara soyadının manasını şöyle açıklardı: "Pereme, Tuna'da ve Karadeniz'de kullanılan küçük çektirmelere yani kayıklara verilen addır. “Peremeci” ise "kayıkçı" anlamına alınabilir." Osman Nuri, l899 yılında Bulgaristan'ın Pravadı şehrinde görev yaparken Ayşe Hanım'la evlenmiş, bu evliliğinden l90l yılında Mustafa Raşid, l909'da Nimet ve l9l3 yılında da Emine Mevhibe Hanım dünyaya gelmiştir. Kendisi l927 yılında Türkiye'ye geldikten bir yıl sonra l928'de Ayşe Hanım zatürrie hastalığına tutularak ölür. Bunun üzerine l934 senesinde Edirne'de aslen Kırcaali'li olan Servet Hanım'la evlenmiş, bu evlilikten de l935 yılında Bilgin ve l940 senesinde ikinci oğlu Ömer Ekin dünyaya gelmiştir. Balkanların en uzak ve hayat şartları itibariyle en geri bölgelerinde, köy ve kasabalarında, yaklaşık 4 sene Osmanpazarı'nda, l sene Eski Cuma'da, l sene Niğbolu' da, l sene Rusçuk'ta, 4 sene Tırnova'da, 9 sene Pravadı'da, l7 sene Varna'da ve nihayet l8 sene Edirne'de olmak üzere toplam 55 yıl öğretmenlik yapan büyük hoca Osman Nuri Peremeci'nin 50. meslek yılı olan l7 Kasım l940 tarihinde kendisi için bir jübile düzenlenmiş, bu jübile onun için büyük mutluluk vesilesi olmuştur. Pereemeci, ilerleyen yaşına rağmen, her sabah erkenden kalkar, saat sekize kadar çalışır, sonra da ders vermek üzere yollara düşerdi.. Öğrencilerini anlatılmaz bir tutkuyla severdi.. Her öğrencisiyle ayrı ayrı ilgilenmek, dertleşmek ve onların memleketlerine faydalı birer insan olabilmesi için didinmek, bu büyük insanın en büyük arzusuydu. Genç nesilleri bir heykeltıraş gibi şekillendirmeyi biliyor ve adeta bir sihirbaz gibi öğrencilerini adeta büyülüyordu. Okul dönüşlerinde yorgun, ama mutlaka görevini yapmış insanların iç huzuru ve mutluluğu içindeydi. Bu büyük mücadele adamı, öğretmenliğinin 55. yılı kutlamalarına hazırlandığı günlerde, l7 Mart l945 Cumartesi sabahı saat 8.05'te çok ağır bir gece geçirdikten sonra, pek az insana nasib olan bereketli ve dolu dolu geçen bir ömrü noktaladı. Ölüm haberi Edirne'de, Trakya'da ve bütün yurtta, Balkanlarda büyük yankılar uyandırdı.. Cenazesi, 18 Mart l945 Pazar günü Edirne'de Buçuktepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Osman Nuri Peremeci, 7l yıllık ömrü içerisinde 37 eser vermiş, yüzlerce makale ve inceleme yazısı yayınlamıştır. Peremeci, Edirne'de bulunduğu l8 yıllık süre içerisinde de dört büyük eser meydana getirmiştir. Bu eserler; Pedagoji (İst.l93l), Edirne Tarihi (İst.l940), Tuna Boyu Tarihi (İst.l942) ve Atalar Sözleri (İst.l943) adını taşıyan kitaplarıdır. Merhum Peremeci'nin, Edirne'nin kültür tarihine olan hizmetlerini Edirneliler de unutmamışlar ve büyük bir kadir-şinaslık örneği olarak bu büyük insanın adını evinin bulunduğu sokağa isim olarak vermişlerdir. Edirne Belediye Meclisi, l967 yılı Haziran dönemi toplantısında aldığı kararla Kuruçeşme Sokağı'nın adını Osman Nuri Peremeci Sokağı olarak değiştirmiş ve bu Edirne dostunun ismini anıtlaştırmıştır. Ömrünün büyük bir kısmını Edirne uğruna harcamış bu büyük fikir ve mücadele adamının manevi kişiliği önünde ben de saygıyla eğiliyor, Allah’tan rahmet diliyor, mekanı cennet olsun diyorum. Kıymetli dostlar yazı biraz uzadı ama böyle büyük bir mücadele adamını 3-5 satırla anlatmak da ona haksızlık olur diye düşündüm. Sabrınız için teşekkür ederim. Güzellikler içinde olunuz.