1-Meriç Köprüsü (Yeni Köprü)
Sultan II. Mahmut döneminde, Meriç nehrinde Edirne/Karaağaç yolu üzerinde,
1833 yılında temelleri atılan,
1842 yılında yapımına başlanan köprü,
1847 yılında Sultan Abdülmecit döneminde tamamlanarak hizmete açılmıştır.
Karaağaç dışında da Kapıkule ile Enez arasında Türk- Yunan sınırını oluşturur.
490 km. uzunluğundadır ve Enez'de Ege Denizine dökülür. Türkiye -Yunanistan sınırının başlangıç noktalarında Arda'yı; Türkiye sınırları içinde ise Tunca ile Ergene Nehirlerini içine alır.
Daha önce ahşap bir köprü vardı
Önceden Meriç nehri üzerinde mevcut köprünün yerinde ahşap bir köprü bulunmakta ve bu köprüye 1785 (H.1200) tarihinden sonra cisr-i sani (İkinci köprü) denildiği ve 1827(H.1243 ) taşkınında yıkılarak 3874 kuruşa tamir ettirildiği şeriat mahkemesi eski kayıtlarında yazılıdır.
Köprü Kitabesi
Köprü ortasındaki tarih köşkünü tepesi üzerinde evvelce bir güneş sembolü bulunmakta idi. Ziver Efendi tarafından tertip ve ta'lik hat ile yazılan köprü kitabesi bu tarih köşküne yerleştirilmişti. İstiklal Savaşında Yunanlılar köprü kitabesini yok etmişlerdir.
Yeni köprü kitabesi, ta'lik(Tefsir yazısı) üstadı Necmeddin Oktay tilmizlerinden(talebe) Mustafa Uğur tarafından 1966(H.1386) da eski örneğine göre yeniden yazılmış, taşçı ustası tarafından İstanbul'da kabartma şeklinde mermer üzerine işlenmiş ve köprüye konmuştur.
Köprünün Özellikleri ve Ölçüleri
Köprü ortasında tümü mermerle yapılmış bir tarih köşkü vardır. 263 m uzunluğunda, 7 m genişliğinde, 13 ayak üzerinde 12 sivri kemerli bir taş köprü olup yanlara doğru eğilidir. Köprü ayakları içinde boşaltma gözleri vardır. Boşaltma gözlerinde karşılıklı ejder figürleri Selyaranlar üçgen şekildedir. Menbaa tarafında Edirne yönündeki birinci boşaltma gözünün kemerinin üzerinde kemere sarılmış kabartma şeklinde karşılıklı ejder figürleri, sol tarafında ayın içinde altı köşeli yıldız kabartması ve 12 hayvanlı takvim bulunmaktadır.
On iki Hayvanlı Türk Takvimi ile ilgili olarak ejder yılında çok yağmur yağdığı, o yıl bereket ve bolluk getirmesinden ileri gelir.
Seyir Köşkü
Köprü kesme taştan olmasına karşın tarih köşkü ile karşısındaki balkon mermerden yapılmıştır. Dört sütun üzerine kemerle oturan ve aynalı tonozlu üst örtüye sahip olan Seyir Köşkü'nün alınlık kısmı dönemin üslubu olan ampir sanatının süsleme örgeleriyle bezenmiştir.
Seyirköşkü'nün bir diğer önemli özelliği de aynalı tonoz olan örtünün içinin, Osmanlı sanatının batılaşma döneminde görülmeye başlanan ve gittikçe yaygınlaşan duvar resimleriyle bezenmiş olmasıdır
2-Gazimihal Köprüsü
Köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palailogos (1261 - 1282) dönemindedir.
3-Beyazid Köprüsü
Sultan Bayezid Köprüsü, yakın çevrede yaşayanların camiye gelmesini kolaylaştırmak ve bu cemaat sayısını artırmak amacıyla H.983/M.1488 yılında II. Bayezid Külliyesi ile birlikte Sultan II. Bayezid tarafından Mimar Hayrettin’e yaptırılmıştır. Mimar Hayrettin'in Edirne'yi süsleyen eserlerinden biridir.
II. Bayezid Köprüsü, Edirne ile II. Bayezid Külliyesi’ni bağlayan köprülerin ikincisidir. Uzaktan bakınca tek bir köprü hissi veren II. Bayezid Köprüsü ve hemen bitişiğindeki Yalnızgöz Köprüsü, aslında birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar.
4-Fatih (Bönce) Köprüsü
Fatih Sultan Mehmet devrinde 1452'de yaptırılmış taş bir köprüdür. Tunca Adasından bu köprüyle çıkılır. Tunca'nın Fatih Köprüsü yakınları ve Adalet, Bostancıbaşı ile İftar Kasırları arasından geçen kolu boyunca kesme taştan yapılma rıhtımlar ilgi çekicidir.
Tunca ve Meriç Nehri etrafına sıralanmış 450 kadar olduğu söylenen köşklere adına zevrak denilen büyüklü küçüklü sandallarla gidilir ve bu rıhtımlar kullanılırdı.
5-Saraçhane (Şahabettin Paşa-Sultan Mustafa)Köprüsü
Sultan II. Murat zamanında büyük devlet adamı Şahabettin Paşa tarafından 1451 yılında inşa ettirilmiştir. 1702 yılında Sultan II.Mustafa tarafından onartılmış, onarımı yaptıranın adıyla anılsa da halk arasında Saraçhane Köprüsü olarak bilinmeye devam etmiştir. Sultan II.Abdülhamid döneminde de onarım görmüştür. 10 kemeri olup, pek güzel bir görünüşü vardır.
6-Saray Köprüsü (Kanuni Köprüsü)
Kanuni Sultan Süleyman devrinde inşa edilmiştir. Sarayiçi semtini Edirne'ye bağlayan güzel bir köprüdür.
Kanuni Köprüsü 1553-1554 yıllarında yapılmıştır. 60 metre uzunluğunda olup, açıklıkları 9.75 metre, köprü yolu genişliği 4,5. metredir. Dört gözlüdür. Düzgün köşe planlı, başlık kısmı piramit şeklindedir. Köprü gözleri orta ayağın sağ ve solunda yer alır. Ayaklarda boşaltma gözleri yoktur. 1902 yılında selde zarar gören köprü o dönemde; son olarak ise 1990 yılında onarılmıştır.
Sarayiçi denilen bölgeyi ve Tunca Adasını şehre bağlayan bu köprüye halk arasında Saray Köprüsü denir. Bazı kitaplarda Sultan Süleyman Köprüsü olarak anılan yapı Mimar Sinan'ın şaheserleri arasında sayılır.
7-Tunca Köprüsü(Ekmekçizade Ahmet Paşa)
Tunca nehri üzerindedir. 1608-1613 yılları arasında inşa edilmiştir. Mimarı, Sultan Ahmet Camisi'ni de inşa eden Mehmet Ağa'dır ve o yıllarda Edirne'de yaşayan Mimar Hacı Şaban'ın da yapımına önemli katkılarda bulunduğu söylenir. Edirne'nin güzel köprülerindendir.
Asıl adı Defterdar Ekmekçizade Ahmet Paşa köprüsüdür. Halk arasında Tunca Köprüsü olarak anılır. Yapımında "Nehri altın ve gümüşle doldurmacasına para harcandığı" söylenir. Mimari yorumcular on gözü olan köprü için "Eşi Bulunmaz" nitelemesini yaparlar.
Üzerindeki parke granit taşlar Sultan Reşat'ın Edirne'yi ziyareti sırasında konulmuş orjinal taşlardır. Tunca; 16. yüzyıla kadar, Kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan bir nehir durumundaydı.
8-Yalnız Göz Köprüsü
Mimar Sinan'ın eseridir. Tek kemerli ve tek gözlü oluşundan ötürü bu adla anılmaktadır. Küçük olmasına rağmen enfes bir mimariye sahiptir.
9-Ergene Köprüsü
Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde Ergene nehri üzerinde bulunmaktadır. Mimar Muslihiddin tarafından yapılan Ergene Köprüsü 1200 metre uzunlukta olup, 170 adet kemer üzerinde yükselmektedir. İlçenin adına esin kaynağı olacak kadar uzun bir köprüdür.
10-Yeniimaret Köprüsü
İkinci Beyazit Camisi ve imareti yapılırken inşa edilmiştir(1487). Kentten İmaret mahallesine geçiş sağlar.
11-Yıldırım Köprüsü
1535 yılına ait onarım kitabesi vardır. Karayolları tarafından 1987-89 yılları arasında onarılarak bugünkü haline getirilmiştir. Gazimihal Köprüsü'nden sonra Yıldırım Mahallesine geçiş sağlar. Yıldırım Cami'nin yanındadır.