Bu şiir bizim hikayemizdir: Hepimizin hikayesi.. Birileri unutsa da biz hiç unutmadık..
BİR GÖÇ TÜRKÜSÜ KALDI DUDAKLARIMDA / R.Canım
Bindokuzyüz onikiydi..
geceydi, soğuktu, yağmur yağıyordu
uzunca bir misafirliğin bitiş tarihiydi
kim bilir etin tırnaktan ayrılışı belki de
büyükdedem hasan’ın
doğduğu toprağa son bakışıydı..
Kızılca kıyamet koptu bir gece yarısı
toplanın gidiyoruz
bitti işte beş asırlık o rüya
yarım kaldı sevdalar
daldaki meyve
tarladaki buğday
beyaz badanalı kerpiç evlerin
duvarlarında çocuk elleri
yarım kaldı oyunlar
türküler donakaldı dudaklarda ..
Bindokuzyüz onikiydi..
geceydi, soğuktu, yağmur yağıyordu
savruldu birdenbire uykulu bedenler
koşuşturmalar, ağlaşmalar
el atmalar sağa sola ne varsa
ve hatıralar..
heybelere sığmayacak kadar çok
taşınmayacak kadar ağır hatıralar
gömdüler toprağa hepsini birer birer
bulmasınlar, görmesinler deyip yürüdüler
gözyaşı yürüdü gözlerinden bir de..
Geceydi, soğuktu, yağmur yağıyordu
bir muhacir hüznü kapladı dağları aahh..!
ben diyeyim binlerce hıçkırık
siz ayrılık türküsü anlayın onu
ya da
çığlık üstüne çığlık.
Geceydi, soğuktu, yağmur yağıyordu
düştüler yollara
hasreti harmanlayan yollara
gözyaşından çamura dönmüş yollara
ve sen, muhacir kızı Hayriye
kim getirdi seni buralara söyle kim
şimdi neden kovuldun
dedenin yurdundan, evinden, barkından
sabahı beklemeden hem de
bir gece yarısı
neden
Yıl ikibin oniki
kan sızıyor uykularımda yaralarımdan hâlâ
rüyalarımda öküz arabaları
üstünde ninem, birkaç tavuk, yatak, yorgan
yorgun ve şaşkın öküzler yere düştü düşecek
ardımda kalan bir emanet var
orada
neresiydi orası kim bilir
Geceydi, soğuktu, yağmur yağıyordu
yüreğimi altına gömdüğüm gül fidanı
büyümüş müdür kim bilir
kim bilir, gitsem bulur muyum
gitsem
gitsem döner miyim?
Prof.Dr.Rıdvan Canım